Cinsel sağlık ve üreme sağlığı ürünlerinde yüzde 35 zam: ‘Elimizde 3 aydır ne doğum kontrol hapı ne de kondom var’
Cinsel sağlık ve üreme sağlığı ürünleri kondom ve doğum kontrolü haplarının fiyatları zamlandı. 10’lu paketler halinde satılan prezervatifler 50 lira ile 100 lira arasında değişiyor. Doğum kontrolü hapları ise 70-80 liraya satılıyor. “Ertesi gün haplarının” fiyatları ise 150 lira ile 180 lira arasında. Bu ürünler, 2022 yılının başından bu yana yaklaşık yüzde 35 oranında zamlandı.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Sağlığı Komisyonu üyesi Sezin Dik, prezervatif kullanımının önemi ve cinsel sağlık ile ilgili şunları söyledi:
“PREZERVATİF KULLANIMI, DOĞUM KONTROL YÖNETİMİ, CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR İÇİN ÇOK ÖNEMLİ: “Prezervatif kullanımı, doğum kontrol yönetimi, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar için çok önemli. HIV ve HPV Türkiye’de anlamlı şekilde artış gösteren ve önlenebilecek iki enfeksiyon; prezervatif bunları önlemede çok etkin bir kullanıma sahip. HPV kadının sağlığı açısında çok önemli; genital siğillerden, pelvik kanserine kadar birçok hastalığa neden oluyor. Prezervatif kullanımı kanserden koruma açısından çok kıymetli bir yere sahip. Bunlara ulaşım konusunda, fiyatları çok yüksek olduğu için erişim kısıtımız çok fazla. Türkiye’nin geçmişinde bunların ücretsiz olma durumu söz konusuydu. Hem kadın hem erkek cinsel birlikteliklerde iki taraf birbirine enfeksiyon bulaştırabilecektir. Kondom bu konuda cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan koruyucu olacaktır. HPV için konuşursak, erkeklerde penis kanseri yapma ihtimali kadınlara göre çok düşük.
HPV AŞILARI 3 DOZ YAPILIYOR; 4’LÜ AŞILARIN ECZANELERDE FİYATI ŞU ANDA 750-800 LİRA CİVARINDA: “HPV aşılarına ulaşım ve bunların ücretleri de çok önemli, bu aşılar 2’li, 4’lü ve 9’lu olarak ülkemize ulaştı. HPV aşıları 3 doz yapılıyor; 4’lü aşıların eczanelerde fiyatı şu anda 750-800 lira civarında, bunun 3 doz yapıldığını düşünürsek çok yüksek bir ücret ödenmiş oluyor. SGK kapsamında ödenmesi, ulusal aşı takvimine eklenmesi gereken bir aşılama. Hatta cinsel birliktelik yaşamadan önce, çocukluk çağında yapılması gereken bir aşılama. Avrupa’da ulusal aşı takvimine eklenmiş ama Türkiye bu konuda geç kalmış bir ülke.
DOĞUM KONTROL HAPLARI DA AYNI KONDOMLAR GİBİ ÇOK YÜKSEK ÜCRETLİ: Rahim içi araç ya da mirana dediğimiz rahmin içine yerleştirilen aletler gebeliği önlemek için etkin aletler ama bunlar cinsel yolla bulaşan hastalıklardan kadını ya da erkeği korumuyor, prezervatif koruyor. Doğum kontrol hapları da aynı kondomlar gibi çok yüksek ücretli. Birçok kamu hastanelerinde kürtaj dahi yapılmıyor; özel hastanelere yönlendiriliyor. Buralarda kürtaj ücretleri çok yüksek, bir asgari ücret kadar neredeyse. Kişilerin bunlara ulaşması, karşılaşması Türkiye’de çok güç.
ORTAOKUL ÇAĞLARINDA KAPSAMLI BİR CİNSELLİK EĞİTİMİ VERİLMESİ GEREKİYOR: İstenmeyen gebeliklerin meydana gelmesinin nedeni korunma yöntemlerinin halk bilincinde olmaması çünkü cinsellik halkımız için bir tabu. Gebeliği önlemesi için ne yapması gerektiğini bilmediğini fark ettiğim durumlar ortaya çıkıyor. Bunun için ortaokul çağlarında kapsamlı bir cinsellik eğitimi verilmesi gerekiyor. Bizim cinsellik eğitimimiz sadece ped ile alakalı olmuştu. “Evet adet göreceksiniz, her ay göreceksiniz ve bu pedleri kullanacaksınız” şeklinde olmuştu, bunun dışında herhangi bir eğitim almadık.
DOĞUM KONTROL HAPLARI SADECE GEBELİĞİ ÖNLEMEK İÇİN DEĞİL: HPV için geriye dönük davalar açıldı, emsal davalar var bunları örnek göstererek kişiler ödedikleri HPV aşılarının ücretini faizi ile geri alabilirler. Asıl istediğimiz HPV aşısının ulusal aşı takvimine alınması, SGK tarafından karşılanması. Doğum kontrol hapları da sadece gebeliği önlemek için değil tedavi amaçlı da kullanılıyor. Yumurtalık kisti, adet sancıları, adet düzensizliği gibi durumlarda da kullanılan tedavi edici durumları var bu yüzden hem tedavi hem de üreme sağlığı ile ilgili karşımıza engel çıkıyor bunların yüksek ücretli olması nedeniyle.
CİSÜ Platformu Sözcüsü, Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği (SGYD) Kalkınma Program Koordinatörü Beste Acavit de “Cinsel sağlığın korunması için bazı önemli noktalar söz konusu. Bunlar; kişilerin fiziksel ve psikolojik olarak hazır hissettiğinde cinselliği yaşaması. Cinsel yolla aktarılan enfeksiyonların aşılarına, cinsel sağlık, üreme sağlığı ile ilgili bilgilere, araçlara, hizmetlere, gebelik istenmiyorsa gebeliği önleyici yöntemlere erişebilmesi. İsteniyorsa da gebeliği sağlıklı şekilde sürdürebilmesi için ilgili sağlık hizmetlerine erişmesi” dedi.
Acavit şunları aktardı:
GEBELİĞİ ÖNLEYİCİ YÖNTEMLERİN ASM’DE TEMİN EDİLMESİ GEREKİR: “2827 sayılı nüfus planlaması hakkındaki kanuna baktığımızda Türkiye’de gebeliği önleyici yöntemleri ücretsiz ve kolay erişilebilir olması, devletin bunu sağlaması gerektiği bir hak olarak tanımlandı. Aile Sağlığı Merkezleri’nde (ASM) bu yöntemlerin bir kısmının temin edilebilmesi gerekmekte. Burada hem kişilerin ASM’lerde örneğin kondom alabileceğini bilmemesi noktasında bu bilgilerin yaygınlaştırılması gerekiyor. Aynı zamanda ASM’lerde modern yöntemlerin bulunmaması talep edenler tarafından bildiriliyor. Bu hak olarak tanımlanmış ama erişimde sıkıntılar söz konusu.”
TEMEL İNSAN HAKLARINA HERKES TAM, EŞİT VE ÖZGÜR ERİŞMELİ: “Cinsel sağlık hizmetlerine, bu konudaki bilgi ve eğitime, isteyerek düşük de dahil olmak üzere doğum öncesi ve sonrası bakıma, tüm modern gebeliği önleyici hizmetlere erişimin devlet tarafından sağlanması gerekiyor. Kapsamlı, ucuz ve yerleşim yerine göre erişilebilir olan, mahremiyete saygılı ve kullanıcı dostu cinsel sağlık hizmetlerine ve mümkün olan en yüksek kaliteyi sağlayan programlara erişimi sağlaması devletin yükümlülükleri arasında. Yasaların ve politikaların bu noktada oluşturulması ve mevcut yasaların, politikaların iyileştirilmesi gerekiyor. Temel insan haklarına herkesin tam, özgür ve eşit erişebilmesi gerekiyor. Talep edilen hakların tekrar tekrar konuşulması gündemleştirilmesi önemli görünüyor.”
“NİTELİKLİ HİZMET TEMEL SAĞLIK KRİTERİ”
Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu Üyesi Ebru Basa da yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI İLE ANA ÇOCUK SAĞLIĞI VE AİLE PLANLAMASI MERKEZLERİ KAPATILDI: “Sağlıkta Dönüşüm Programı ile Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezleri kapatıldı, genel müdürlük kapatıldı. İlgili çalışmalar, bu sistemin gelmesi ile Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Toplum Sağlığı Merkezlerine transfer edildi. Bu aynı zamanda doğrudan üreme sağlığı veren hizmetlerin kapatılması anlamına geldi. Bu da doğrudan hem doğum kontrol yöntemlerine hem de kürtaj hizmetlerine ulaşılabilirliğin zorlaşması anlamına geliyor.”
KADINLARIN İHTİYAÇ DUYDUĞU MAHREMİYETE ÇOK FAZLA ÖZEN GÖSTERİLEMİYOR: “Birinci basamak sağlık hizmeti veren ASM’ler standart binalara sahip değil, tamamı kamu binalarında da hizmet vermiyor. Bir ASM olarak hizmet verebilir özellikte olması kadınların ihtiyaç duyduğu cinsel sağlık hizmetlerinin her ASM’lerde eşit, homojen bir şekilde verildiği anlamına gelmiyor. Bu merkezlerin yerleri, standart yapıları olmadığı için özellikle kadınların ihtiyaç duyduğu mahremiyete çok fazla özen gösterilemeyecek mimarideki binalarda hizmet veren ASM’ler var. Ama eskiden Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezleri bu hizmetlere yönelik kurgulandığı ve mahallelerde bulunduğu için kadınların erişimini de kolaylaştırıyordu.”
ELİMİZDE 3 AYDIR NE DOĞUM KONTROL HAPI NE DE KONDOM VAR: “Bu günlerde biz birinci basamakta aile planlaması malzemelerine erişim ve dağıtım sıkıntısı yaşıyoruz. Elimizde 3 aydır ne doğum kontrol hapı ne de kondom var, sadece bir tane rahim içi araç dağıtıldı. Ama kolay tüketilen ve daha çabuk erişilebilen aile planlaması yöntemlerine ulaşım açısından bakıldığında ciddi anlamda bir yokluk yaşanıyor. Bize başvuran kadınlara bu anlamda olumlu yanıt veremiyoruz. Bu doğum kontrole talebin azaldığı anlamına gelmiyor; erişim sıkıntısı yaşadıkları zaman ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönelmek zorunda kalıyor bu kadınlar.”
HEKİM GEBELİĞİ TEŞVİK EDER BİR HİZMET ÜRETMEDİĞİ ZAMAN ÜCRETLENDİRİLEN ŞEY DE İŞTEN SAYILMIYOR: “İhtiyaç nasıl karşılanmalı? Her şeyden önce üremeyi teşvik etmemenin performanstan sayılmamasına da değinmek gerekiyor. Hekimlerin performans puanı ile ücretlendirildiği sağlık sisteminde bu performans hesaplamalarında gebe, bebek izlemleri, aşılar yer alıyor ama doğum kontrolü hizmetlerine yönelik herhangi bir kriter bulunmuyor. Sanki hekim gebeliği teşvik eder bir hizmet üretmediği zaman ücretlendirilen şey de işten sayılmıyor.”
KADIN SAĞLIĞINI MERKEZE ALAN BİR YAKLAŞIM GELİŞTİRMEK GEREKİYOR: “Üreme sağlığı hizmetleri, birinci basamak sağlık hizmetlerinin nitelikli şekilde verildiği koşullarda gene nitelikli bir şekilde sunulabilir. En az 3 çocuk 5 çocuk uygulanması yerine ya da bu politikaların özendirilmesi yerine önce kadın sağlığını merkeze alan bir yaklaşım geliştirmek gerekiyor. Kadın sağlığı üst başlığında bunu ele alırsak da doğurganlığın kontrolünü yalnızca kadınlarla ilişkilendirmek gibi bir hataya düşüyoruz yani erkeklerin sorumluluk alanından çıkarmak gibi bir eksiği var bunun da.”
TARTIŞMAYI CİNSEL SAĞLIK HİZMETLERİ BAŞLIĞI İLE YÜRÜTMEK DAHA SAĞLIKLI: “Tartışmayı cinsel sağlık hizmetleri başlığı ile yürütmek hem kadınlar hem de erkekler açısından daha sağlıklı. Takibi mümkün kılan daha kapsayıcı bir sağlık hizmeti sağlamak birinci basamakta özellikle ASM’lerde üreme sağlığına, aile planlaması yöntemlerine erişimi mümkün kılmak, malzeme açığını bir an önce gidermek, kamu binalarında ASM kurulmasını sağlamak, standart, homojen ve nitelikli hizmet verilmesini sağlayacak temel kriter olacak.”