Tansiyon nedir? Tansiyon neden artar, neden düşer? Yüksek ve Düşük Tansiyon Belirtileri
Dünyadaki erişkin nüfusun yüzde 26’sının hipertansiyon hastası.Türkiye’de gerçekleştirilen çalışmalar, toplumun yaklaşık yüzde 32’sinde hipertansiyon hastalığı olduğunu gösteriyor. Bu oran kadınlarda yüzde 36 erkeklerde ise yüzde 27.5 dolaylarında. Hipertansiyon sıklığında yaşla birlikte artış eğilimi de görülüyor.
TANSİYON NEDİR? KÜÇÜK VE BÜYÜK TANSİYON NEDİR?
En kolay anlatımı ile kan basıncı ölçümü olan tansiyon, halk arasında küçük ve büyük olarak iki şekilde ifade ediliyor. Küçük tansiyon kalbin kasılması bittikten sonra kanın damar çeperine uyguladığı başınçtır. Büyük tansiyon ise kalbin attığı an damarlarda oluşan basınçtır.
‘Tansiyon, kalbin pompaladığı kanın damarlara uyguladığı basıncı ifade eder. Bu basıncın ölçülmesi için büyük ve küçük tansiyon ifadeleri kullanılır. Büyük tansiyon kalbin kasılma anında pompaladığı kanın uyguladığı basınç, küçük tansiyon ise kalbin gevşeme anındaki damarlardaki kan basıncıdır. Normal tansiyon ölçüleri büyük tansiyonun 120, küçük tansiyonun 80 civarında olmasıdır. Büyük tansiyonun 140 ve üzeri küçük tansiyonun 90 ve üzeri olması durumunda yüksek tansiyondan söz edilebilir. Büyük tansiyonun 100 ve altında, küçük tansiyonun ise 60 ve altında olması durumunda da düşük tansiyon var demektir.
DÜŞÜK (HİPOTANSİYON) TANSİYON NEDİR?
Büyük tansiyonun 90 mmHg ile 120 mmHg; küçük tansiyonun 60- 90 mmHg arasında olması gerekir. Tansiyon değeri 90/60 mmHg’nin altında olursa buna düşük tansiyon denmektedir.Hipotansiyon olarak adlandırılan düşük tansiyonun birtakım fiziksel nedenlere bağlı olabileceği gibi doğuştan da kaynaklanabiliyor.
DÜŞÜK TANSİYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Düşük tansiyonu olanlarda ayağa kalkarken baş dönmesi, yorgunluk, uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, gözlerde karıncalanma gibi belirtiler görülebilir. Böbrek üstü bezlerinin yetersiz çalışması, kalp adalelerinin zayıf olması veya bazı ilaçların kullanımı düşük tansiyona neden olabilir. Düşük tansiyon hastaları, belirtilerden şikayetçi olabilir. Ancak bazı durumlarda hastalar bu belirtileri hissetmeyebilir.
DÜŞÜK TANSİYONA NE İYİ GELİR?
Düşük tansiyonu olanlara uzun süreli fiziksel aktivitelerden kaçınmaları öneriliyor. Düşük tansiyonu olan kişilerin uzun süre ayakta kalmamaları, bol sıvı almaları gerekir.
Düşük tansiyonu olanlara öneriler:
• Bol sıvı alınmalı,
• Beslenme listesinde yeteri oranda tuz bulunmalı,
• Aşırı karbonhidrattan sakınılmalı,
• Doktorun vereceği günlük takviyeler mutlaka kullanılmalı,
• Çok fazla kafein alımından uzak durulmalı,
• Alkol tüketilmemeli.
YÜKSEK (HİPERTANSİYON) TANSİYON NEDİR?
Büyük tansiyonun 140 mmHg (14 cmHg) ve/veya küçük tansiyonun 90 mmHg (9 cmHg)’nın üzerinde olması hipertansiyon olarak tanımlanıyor. Tansiyon ölçümü yapılırken yarım saat öncesinde sigara, çay veya kahve içilmemesi, ölçümün sessiz sakin bir odada beş-on dakika kadar dinlenildikten sonra yapılması, uygun genişlik ve uzunluktaki bir tansiyon aleti ile (standart koşullarda kol çevresinin en az yüzde 80’ini saracak şekilde, 35 cm uzunluğunda ve 12-13 cm genişliğinde) ölçüm yapılması, kolun tamamıyla çıplak olması, tansiyon aletinin kalp seviyesinde tutulması, iki ölçüm arasında 1-2 dakika kadar süre bırakılması, ilk ölçümlerde her iki koldan alınması (hangisi daha yüksekse o ölçüm kabul edilir) ve yaşlı ile şeker hastalarında oturarak ve ayakta tansiyonun ölçülmesi gerekiyor. Ayrıca doğru tanı için en az iki kez ölçüm yapılması önem taşıyor.
YÜKSEK (HİPERTANSİYON) TANSİYON BELİRTİLERİ NELERDİR?
Yüksek tansiyonlu hastaların yaklaşık yüzde 90-95’inde bir neden bulunamıyor. Hastaların ancak yüzde 5-10’unda böbrek rahatsızlığı, hormon hastalıkları, aort damarının doğuştan darlığı, ilaçlar ve uykuda solunum durması gibi birtakım hastalıklara bağlı olarak yüksek tansiyon gelişebiliyor. Bu tip yüksek tansiyon, klasik ilaç tedavisine daha az yanıt verdiğinden, esas olan altta yatan hastalığın teşhis ve tedavisidir. Altta yatan hastalık tedavi edildiğinde yüksek tansiyon gerileyebilmekte veya yüksek tansiyonun kontrol altına alınması kolaylaşabilmektedir. Komplikasyonsuz yüksek tansiyon çoğu kez belirti vermez. Belirti vermeden sinsi ilerlediği ve bazen ancak komplikasyona yol açtığında tanı konabildiğinden, yüksek tansiyona “sessiz katil” de denilmektedir. Yüksek tansiyonun belirtilerini; özellikle sabahları ense ve başın arka bölümünde hissedilen baş ağrısı, kulak çınlaması, baş dönmesi, sersemlik hissi, burun kanaması, konsantrasyon kaybı şeklinde özetleyebiliriz.
YÜKSEK (HİPERTANSİYON) TANSİYONA NE İYİ GELİR?
Yüksek tansiyon tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi şeklinde iki ana gruba ayrılıyor. Hipertansiyondan korunmak için yaşam tarzının değiştirilmesi gerekiyor. Sigara içmemek, ideal kiloyu korumak, fiziksel egzersiz, aşırı alkol ve tuz tüketiminden kaçınmak, meyve ve sebzeden zengin, kırmızı et ve doymuş yağlardan fakir yiyecekler tüketmek önem taşıyor.
1. Düzenli egzersiz yapın:
Haftada 5 gün en az 30 dakika, örneğin orta tempolu yürüyüş gibi, orta tempolu aerobik egzersiz yapın. Eğer egzersiz süresini 1 saate çıkartabilir ve şiddetini artırabilirseniz (hızlı tempolu yürüyüş veya jogging gibi) sporu haftada 3 gün yapmanız yeterli olacaktır. İnsan vücudunun bioritmi açısından en iyi egzersiz saatlerinin öğle-akşam üzeri olduğu düşünülmekle birlikte, bulabildiğiniz her frsatta egzersiz yapmanız önemli. Siz yeter ki buna zaman ayırın. Yine yemekten sonraki ilk 1.5 saat içerisinde yoğun sindirim faaliyetleri nedeniyle yoğun egzersiz önerilmiyor.
2. İdeal kilonuza ulaşın:
Fazla kilolarınızı vermeniz kan basıncınızı düşüreceği gibi sizi diyabet ve kalp hastalıkları riskinden de koruyacaktır. 5-10 kilo kaybı bile kan basıncında anlamlı düşüş yapabiliyor. Çalışmalar kısa vadede kan basıncını düşüren en etkili önlemin kilo kaybı olduğunu, tuz kısıtlaması ve egzersizin etkisinin ise orta uzun vadede ortaya çıktığını gösteriyor.
3. Sağlıklı beslenin:
Özellikle hayvansal yağlardan fakir, karbonhidratı azaltılmış, proteinden zengin ve bol sebze ile meyveden oluşan bir beslenme türünü tercih edin. Şeker ilave edilmiş gıdalardan ve içeceklerden de kaçının. Dikkat etmeniz gereken bir başka nokta da, günlük tuz tüketimini günde 6 gramla sınırlandırmak olmalı.
4. Sigarayı bırakın:
Yapılan araştırmalara göre; sigara içimi sırasında ve sonrasında kan basıncı yükseliyor. Unutmayın ki sigara aynı zamanda kalp damar hastalıklarına da yol açan önemli etkenlerden biri.
5. Alkol miktarını sınırlayın:
Düzenli ve daha yüksek miktarlarda alınan alkol tansiyonu yükseltmenin yanı sıra, diyabet, kalp damar hastalıkları, karaciğer sirozu ve kanser gelişim riskini de artırıyor. Şarap ve benzeri içkiler için günlük miktar erkekseniz 2 kadehi, kadınsanız 1 kadehi geçmemeli.
6. Stresin esiri olmayın:
Stres yeme bozukluklarını tetikliyor, sigara ve alkol kullanımına olan eğilimi artırıyor, hareket düzeyini azaltabiliyor böylece kan basıncı yüksekliğine eğilimi artırabiliyor. Eğer stresin olumsuz etkilerinden korunamıyorsanız sağlık profesyonellerinden, örneğin psikologlardan yardım isteyebilirsiniz.