Esansiyel mikrobesin – Çinko
Çinko, tüm canlı organizmalar için gerekli olan ve insanda çok sayıda biyokimyasal yolakta yer alan esansiyel bir mikrobesindir. Günümüzde gıda takviyesi adı altında çinko başta olmak üzere çok sayıda vitamin ve mineral kullanımı yaygınlaşmaktadır. Beraberinde Ocak 2020 tarihi itibari ile Dünya’yı etkisi altına alan COVİT-19 pandemisi sebebi ile de çinko kullanımı son derece popüler hale gelmiştir.
Demirden sonra en yaygın bulunan ikinci mineraldir. İnsan vücudunda toplam 2-3 gr olduğu tahmin edilmektedir. İnsan vücudundaki toplam turnoveri tamamen homeostatik kontrol altındadır ve çinkonun yaklaşık yüzde 57’si iskelet kasında, yüzde 29’u kemiklerde bulunur.
İnsan sağlığı için vazgeçilmez bir besin olan çinko, 300’den fazla metalloenzimde ve lipid, protein ve nükleik asit metabolizmasında görevli 2000 den fazla gen transkripsyonunda rol alır. Çinko kinaz, fosfataz ve membran kanal aktivitelerini regüle eden bir metal iyonudur. Çinkonun, patojenlere ve doku hasarına karşı doğal ve edinsel immun sistemin normal fonksiyonu için esansiyel olduğu, serbest oksijen radikalerinin etkilerine karşı koruyucu etkisi olduğu iyi bilinmektedir. Çinko eksikliğinde tümör süpresör proteini p53 azalır, oluşan DNA mutasyonlarının kansere yol açabileceği düşünülmektedir.
Çinkonun Metabolizması: Günlük çinko ihtiyacı yaş, büyüme evreleri ve elementin bağırsaklar, safra kesesi, pankreas, böbrek ve ciltten olan kayıplarına bağlı olarak değmekle birlikte sağlıklı bir erişkinin günlük ortalama ihtiyacı 10-15 mg/gün’dür. Esansiyel bir eser element olan çinkonun emilimi bağırsakta özellikle duedonumda aktif olarak gerçekleşir. Maksimum emilimi orta jejenum ve ileumda olur. Enterositler tarafından absorbe olan çinko kan dolaşımına geçer. Çinkoyu hücre içine ve hücre dışına taşıyan özel çinko taşıyıcı proteinler vardır.
Çinko ve Antioksidan Sistem: Serbest radikalleri nötralize etmek için DNA replikasyonu, gen transkripsiyonu ve protein sentezinden sorumlu enzimler için bir katalizör görevi gören çinko endojen antioksidan sisteme katılır. Serbest yağ asitlerinin oksidasyonunu azaltarak da antioksidan aktiviteye sahiptir. Birçok antioksidan enzim de çinko içermektedir. Çinko eksikliğinin sonuç etkisi, sinir hücrelerinde hasara yol açmak olabilir ve nörofibriller yumak ve plaklar gelişebilir. Ağır metallerin nörodejeneratif hastalıklardaki yeri son yıllarda artan sayıda çalışma ile gösterilmektedir. Çinko metal detoksifikasyonunda etkili mineraller arasındadır. Çinko eksikliği Alzheimer Hastalığı ve demans gelişimindeki önemli sebeplerden bir olduğu üzerinde çalışmaların sayısı artmaktadır. Alzheimer hastalarında, beyin ve beyin-omurilik sıvısındaki çinko miktarının düşük olması da bu çalışmaları desteklemektedir.
Çinko ve Kardiyovasküler Sistem: Çinko kardiyovasküler sistem için de önemlidir. Kardiyak hücrelerde, voltaj kapılı Ca kanallarından giriş yapar ve ekstrasellüler çinko miktarının artışı, intrasellüler Ca miktarını arttırarak kardiyak kontraktilite için önemlidir.
Çinko ve Gastrointestinal Sistem: İntestinal su ve elektrolit transportu, bağırsak fırçamsı kenar enzimatik fonksiyonları, bağırsak dokusunun tamiri, intestinal permeabilitenin iyileştirilmesi ve gastrointestinal mukozal bariyerin sağlamlığı ve mikrofloranın dengesi için çinko gereklidir. Çinkonun sağlıklı bir mikrobiyota ve ilişkili olarak immun sistem için olan önemini gösterir.
Çinko ve Cilt: Deri ile birlikte çeşitli insan hastalıkları oluşumna Zn taşıyıcılarında mutasyonlar veya düzensizlik neden olur Çinkonun normal cilt fonksiyonu için önemi oldukça iyi bilinmektedir. Yara iyileşmesinde etkilidir. Aynı zamanda A vitamini sentezinde de görevleri vardır. Ek olarak, edinilmiş Zn eksikliği, beslenme eksiklikleri (akrodermatit enteropati, nekrolitik eritem, pellagra ve biyotin eksikliği), alopesi ve gecikmiş yara iyileşmesi ile ilgili bazı hastalıkların gelişiminde derin rol oynar.
Çinko ve Endokrin Sistem: Çinkonun endokrin sistem üzerine olan etkisi en bilinen etkilerinden biridir. Pankreas islet hücrelerini antioksidan etkisi ile korumasının yanı sıra insülinin salgılanması için gerekli en önemli eser elementlerden biridir. Çinkonun diyabet hastalarında kan şekerini regüle edici etkisi etkisini pankreas beta hücrelerinde insülin sentezlenmesi, depolanması ve salınmasını uyararak gerçekleştirir. Çinko erkek üreme hormonları, spermetogenez ve prostat fonksiyonları için oldukça önemlidir. Çinko eksikliği prostat büyümesini hızlandırabilir ve sperm sayısını azaltarak, erkekte infertiliteye neden olabilir.
Çinko ve İmmunite: CD4 ve CD8 T lenfositlerin aktivitesini arttırır; kemotaksis, adezyonu, monosit ve makrofajın aktivitesini ve fagositozu arttırır. NK’ların litik aktivitesini ve IFN-alfa üretimini arttırır. Çinko eksikliğinde proenflamatuar sitokinlerin üretimi artar. Adaptif bağışıklık yanıtı açısından, çinko eksikliği timik atrofiye ve bunu takiben T-hücresi lenfopenisine neden olur, ayrıca erken ve olgunlaşmamış B hücrelerinin azalmasına neden olur ve sonuç olarak antikor üretimi de azalır. Çinko, C vitamini gibi direkt antiviral etkinliğe sahiptir.
Çinko’nun Apopitoz İlişkisi: Çinko protein, DNA ve RNA biyosentezinde nükleik asit metabolizmasında ve gen transkripsiyonlarında yer alır. Çinko eksikliğinde oksidatif stresin artması ve apopitozun azalması, hücre hasarı, kontrolsüz hücre çoğalması ile çinko kullanımının kanser mekanizmasındaki önemini göstermektedir. (22, 23)
Doz ve Çinko İçeren Besinler: Cinsiyete ve yaşa göre değişkenlik gösterse de bebeklerde günlük olarak çinko ihtiyacı 7 mg, çocuklardaki günlük çinko ihtiyacı 11 mg, sağlıklı yetişkinlerdeki günlük doz aralığı 15-20 mg’dır.