Kısırlık ve tamamlayıcı tıp yöntemleri
Kısırlık problemi yaşadığı için bu yazıyı okumakta olan insanlara ilk söylemek istediğimiz şey bir çok kısırlık probleminin tamamen doğal, yan etkisi olmayan ve etkisi bilimsel olarak da kanıtlanmış yöntemlerle aşılabileceğidir.
Evli çiftlerin çok büyük bir çoğunluğunun bebek sahibi olmak istediği dünyamızda kısırlık problemi günden güne artış göstermeyi sürdürmekte. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre erkeklerde mililitrede 100-120 milyon olan sperm sayısı günümüzde 15 milyona düşmüş durumda. Kadınlardaki kısırlık oranında da ciddi bir artış var. 5 Evli çiftten birine kısırlık teşhisi konmakta ve kısırlık teşhisi konmuş 5 çiftten birinde ise ne erkekte ne de kadında hiç bir sorun saptanamamakta. Peki neler oluyor?
Aslında tahmin edilebileceği gibi besinlerimizdeki, havamızdaki, suyumuzdaki kimyasallar, manyetik kirliliğin durdurulamaz artışı, hareketsiz geçirdiğimiz yıllarımız vb gibi ciddi yaşam biçimi problemlerimiz var. Ve biliyoruz ki bir bebek ana rahmine yerleştiğinde tümüyle anneye ait olan bir yapıda büyümeye başlar ve o yapıya ait her şeyden etkilenir. İşte bu problemler aynı zamanda bir detox yani arınma organı olan rahimde bir bebeğin sağlıklı olarak yerleşmesine izin vermiyor olabilir. Ayrıca hem spermin hem de yumurtanın kalitesi de yeterince sağlıklı olmayabilir. Bu bakış açısı bize gösteriyor ki anne babanın sağlığı direkt olarak bebeğin sağlığı ile ilişkilidir.
Bir anne adayının bedenini bir bebeğin sağlıklı olarak büyüyebileceği bir yapıya kavuşturarak ve bir baba adayının bedenini spermlerin en çok etkilendiği ağır metaller ve kimyasallardan temizleyerek ve besin eksikliklerini tamamlayarak bebek sahibi olmak için gerekli olan tüm adımları atmış olabiliriz. Tüm bu gerçekleri görmezden gelerek tamamen bir zorlama ile doğanın uygun görmediği bir rahme bir bebeği yerleştirmeden önce akupunktur, ozon tedavisi, beslenme terapileri ve destekleri ile bu işi tamamen doğal olarak gerçekleştirmek mümkün.
Bu yöntemlerin hepsi bedenimizin kendi iyileşme mekanizmasını harekete geçirerek hamileliğin gerçekleşmesini sağlamaktadır.
Akupunktur kısırlıkta nasıl etki eder?
Bu tedavi ile nörotransmitter dediğimiz maddelerin salınımı artar.
Nörotransmitterler menstrual siklusu, yumurtlamayı, fertilizasyonu düzenleyen GnRH, FSH, LH, Östrojen ve progesteron gibi hormonların birbirleri ile uyum içinde çalışmasını sağlarlar.
Rahim ve çevresinde kan akımını artırarak, rahimin kalınlaşmasını ve fetüsün daha iyi tutunmasını sağlar.
Erkekte sperm, kadında yumurta kalitesini artırır.
Anksiete ve stresi azaltarak bedenin daha sağlıklı çalışmasını destekler.
Son yıllarda yapılan onlarca çalışma bu iyileşmeleri desteklemektedir.
Akupunktur tüp bebek tedavisine bir alternatif midir?
Hayır ama daha doğal olması, yan etkisi olmaması açısından daha genç yaşlarda ilk seçenek olarak değerlendirilmelidir.
Daha sonra tüp bebek tedavisine destek olarak birlikte yürütülebilir.
Avrupa ve Amerika’da bir çok hekim ve tüp bebek merkezi artık hastalara akupunktur tedavisi öneriyor. Birçok tüp bebek kliniğinde akupunktur artık sürecin bir parçası.
Ama tüp bebek denemeleri her zaman başarılı olmayabiliyor ve ikinci, üçüncü denemeler için belli süreler beklemek gerekiyor. Bu da ek bir strese neden oluyor.
Ozon tedavisi kısırlıkta nasıl etki eder?
Ozon rahim damarlarını genişleterek bölgesel kanlanmayı artırır.
Rahim duvarını kalınlaştırır.
Kısırlıkta önemli bir etken olan PID hastalığının tedavisine destek olur.
Ozonlu su ile vaginal yıkama bölgesel infeksiyonları azaltır.
Beslenme terapisi kısırlıkta nasıl etki eder?
Beslenme tarzının kısırlıktaki etkisi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır.
Aşırı kilo ya da aşırı zayıflık kısırlıkta önemli bir neden olabilir.
Vücutta kronik iltihaplanma yaratan besinlerden uzak durulmalı. Örneğin. Şeker, glüten, paketlenmiş ürünler, vs.
Mide asidi ve sindirim enzimleri ile gerekli vitamin ve minerallerin doğru kullanımı kısırlık tedavisinde etkindir.