fbpx
Genel

Öz-Şefkat

Bir sahil kenarında kuş sesleri ve dalga sesleriyle bedenini, zihnini dinlendirirken; o dinginliğin iyi geldiğini hissettiğin ve daha fazlasına kendine layık gördüğün anda hissettiğin histir öz şefkat. Güneşin yüzünü ılık ılık ısıttığını, bacaklarını sardığını, yosun ve tuzlu su kokusunu kuşların bağırışları eşliğinde içine çekerken hissettiğin dinginliği hatırla. Hayatında ne sıklıkla veya kaç kere bu dinginliği yaşıyorsun? Zihninin ve bedeninin ihtiyaçlarına ne kadar hakimsin? İhtiyaçları sıralarken hangilerine daha çok öncelik verip hangilerine hiç yer vermiyorsun? Peki yer vermediklerine ne kadar ihtiyacın olduğunu biliyor musun?

Kendini acımasızca eleştirdiğin zamanlar olmuştur. Bir yanın seni korur, o kadar da hak etmediğini söyler bu eleştirileri. Bir yanın ise eleştiride ne haklı olduğunu ispatlamaya, hipotezler sunmaya devam eder. Hak etmediğini söyleyen, eleştirileri yumuşatan tarafının sesini televizyondaki volume düğmesi gibi düşün. Öyle bir anını hatırla, o ses sıfır ile yirmi arasında hangi seviyeye denk geliyor? Başka bir örnekle öz bakımının bütünlüğüne sıfır ile yirmi arasında hangi seviyede pay biçersin? Bunların cevabı, büyük oranda kendine ne kadar sıklıkla şefkatle sarıldığınla doğru orantılı. Kendine sarılmak da neyin nesi diye sorabilirsin. Depresyon hırkası, depresyon çorabı, depresyon battaniyesi, yorganı, sevgilisi… Bunlar kendini düşük hissettiğinde seni bir bütün olarak tutmak, dağılmanı engelleyecek, sarıp sarmalayacak, kısaca ihtiyaç duyduğun şeylerin başında gelebiliyor. Temelde şefkat duygunu besleyen bu eylem veya materyaller iyi hissetmene yardımcı oluyor. Dağılmış kalbini, karışmış zihnini, bulanmış duylarını sarıp sarmalıyor. Bunlara somut olarak kötü hissetiğimiz anlarda ihtiyaç duyuyoruz. Şefkat hissine her zaman ihtiyacın olduğunu ve bunun adının öz şefkat olduğunu söylesem? Dağıldığımız zamanlarda yoğun bir şekilde hissettiğin bu duygu, yaşamında aktif olarak kullanabilirsen dağıldığın zamanlarda bu kadar karmaşık ve dağılmış hissetmemene yardımcı olacak güçte bir şey. Egzersiz yapmak gibi düşün. Egzersiz yapmayı hayatına yerleştirmiş biri ağır bir yük kaldırırken; hayatında hiç egzersiz yapmayan biri ağır bir yük kaldıracağı zaman, ikisinin de ağırlığa karşı verecekleri tepki farklı olacaktır. Hiç egzersiz yapmayan kişiye daha ağır gelecek ve sonrasında belki kas ağrıları yaşayacak. Egzersiz yapana ise yine aynı ağırlıkta ama halledilebilir gelecek ve sonrasında bir ağrı yaşamayacaktır. İşte kendine gündelik hayat akışında yer verdiğin şefkat, zorlu zamanlarında senin daha kolay atlatmana ve daha başedilebilir karşılamana yardımcı olacaktır.

Öz şefkat kendine alan yaratmaktır, öz bakımına önem vermeni sağlar. Belki şuları düşünebilirsin: O kadar sıkıntının, stresin içinde buna ayıracak vaktim yok. Karnımı doyurma derdindeyim, barınma derdindeyim, aşk acısı çekiyorum, ekonomik sıkıntılar yaşıyorum, ailemle eşimle kardeşimle çatışıyorum, düşmanlarım var, vs. gibi sıkıntılarım var, bu benim için lüks bir şey, kendimi düşünemem diyebilir bunu bencilce düşünmeye kadar götürebilirsin. Tam da bu yüzden buna ihtiyacın var. Hayat denen ringde daha iyi performans gösterebilmen, buz pistinde en iyi dans gösterini sergilemen için buna ihtiyacın var. Zorluklarla daha iyi baş edebilmen, stresle başa çıkman için öz şefkat ihtiyacını karşılaman gerekli.

Ne yapacağım diye sorabilirsin? Sana ne yapacağını değil nasıl yapacağının yolunu gösterebilirim. Çünkü sen biriciksin ve seni ancak en iyi sen tanırsın. Belli kurallara sığacak bir kalıp değilsin. Yazının başında sana bir imajinasyon oluşturdum, eğer hoşuna gitti ve hayal ettiysen bu sahneyi, çok basit bir sahilde 5 dk. bile kendine bunun gerçeğini oluşturacak bir alan açabilirsin. Sahil yok mu, o zaman hayal et. Hayal gücü bizlere verilmiş en mucizevi şey. Kapat gözlerini ve sana iyi gelecek ne varsa onu hayal et. Bütün duyularına hitap edecek şekilde bütün detaylarını düşün. Sana iyi gelen şeylerin listesini yapabilirsin. İmkansızlar da olabilir bunu içinde, hayal gücümüz bu yüzden var. Hayatta hatalar yapabileceğin gerçeğini unutma, kendine sarıl ve kendini dinle. Kumandandaki volume seviyesi metaforunu ara sıra kendini kontrol etmek için sorabilirsin. Göreceksin arttıkça çevrendeki insanlar seni daha iyi duyabilecek ve anlayacaktır. Çünkü öncelikle sen kendini duymuş ve anlamış olacaksın.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler