Dr. Taşolar: ‘Güneşten korunmak cilt kanseri olma riskimizi azaltır’
Dr. Taşolar, güneş ışınları yeryüzüne farklı dalga boyları ile ulaştığını söyledi.
Derinin ultraviyole ve görünür ışık kaynaklarına maruz kalması sonucu yapı ve fonksiyonlarında değişiklikler oluşacağını ifade eden Dr. Taşolar, “Eritem güneş ile temastan yaklaşık ilk 2-6 saat içerisinde başlar. 15-24 saat sonra maksimuma ulaşır. Fotosensitivite genellikle derinin güneş ışınlarına karşı gösterdiği anormal reaksiyonlar için kullanılır. En sık gözlenen kronik değişiklikler ise fotoyaşlanma ve karsinogenezdir” dedi.
Güneş ışınlarına maruz kalan insanların derisinde kırışıklık, renk değişikliği, kuruluk, deride damarlanma artışı ve bazı cilt kanseri türleri kronik değişiklikler oluşabileceğini ifade eden Dr. Taşolar, “Güneş ışınlarının etkisiyle ciltte bronzlaşma olur. Aslında bronzlaşma ultraviyole hasarının bir bulgusudur. İnsan derisinde güneş ışınlarına karşı doğal olarak koruma sağlayan derinin yüzeysel tabakasında keratin ve malanin vardır. Bunlar güneş ışınlarından korunma için tek başına yeterli değildir. Bunların yanı sıra ilave tedbirler almamız gerekmektedir.
– Tedbir arasında güneşten koruyucular sürmek, şapka ve şemsiye kullanmak, güneş gözlüğü kullanmak, uzun ve kapalı kıyafetler giymek şeklinde temel olarak sıralanabilir. Güneşten korunmak temel olarak cildin yaşlanmasını geciktirir ve cilt kanseri olma riskimizi azaltır. Solaryum ve güneş banyosu dediğimiz bronzlaşmak için saatlerce güneşte yatmak erken yaşlanmayı ve deri kanseri riskini artırır. Daha sağlıklı ve kaliteli cilt için güneşten korunmak temel görevimiz olmalıdır” dedi.